I had to decline the invitation because I was ill.
- Hasta olduğum için daveti geri çevirmek zorunda kaldım.
I accepted her invitation.
- Onun davetini kabul ettim.
You should've called her.
- Onu davet etmeliydin.
Each member was called upon.
- Her üye davet edildi.
We invited him to the dinner party.
- Biz onu akşam yemeği partisine davet ettik.
We were not invited to the party.
- Partiye davet edilmedik.
I challenged Tom to a race.
- Tom'u bir yarışa davet ettim.
It's going to be a big challenge.
- Bu büyük bir davet olacak.
The corporation invited bids for the construction project.
- yolsuzluk, inşaat-yapı projesi için fiyat teklifine davet etti