Sanırım çevrim içi tanışma güvenli değil.
- I think online dating isn't safe.
Tinder bir popüler online tanışma uygulaması.
- Tinder is a popular online dating application.
Tom ve Mary birbirleriyle flört etmekten vazgeçtiler.
- Tom and Mary decided to quit dating each other.
Sekiz ay geçtikten ve onun kırık kalbi iyileştikten sonra, George sonunda tekrar kızlarla flört etmeye başladı.
- After eight months passed and his broken heart healed, George eventually started dating girls again.
Sami çevrimiçi bir buluşma hizmeti aracılığıyla Leyla ile tanıştı.
- Sami met Layla through an online dating service.
Fadıl, Leyla'nın gizli buluşma hayatı hakkında bilgi edindi.
- Fadil found out about Layla's secret dating life.
En son ne zaman biriyle çıktın?
- When was the last time you went on a date?
Randevunda iyi zaman geçir.
- Have a good time on your date.
Dün gece Jane ile bir randevum vardı.
- I had a date with Jane last night.
Jane randevusunda tüm bir çikolatalı kekin bittiğine inanamadı.
- Jane could not believe it when her date polished off an entire chocolate cake.
Önceden belirlenen doğum tarihinin akşamında suyum kesildi..
- My water broke on the evening of the predicted birth date.
Ben tarihi yarın geceye değiştirmek istiyorum.
- I'd like to change the date to tomorrow night.
Onlar buluşmaları süresince kayak yapmaya gittiler.
- They went skiing during their date.
Tom Mary ile buluşmaya gitti.
- Tom went on a date with Mary.
Tom'un şimdiye kadar flört ettiği tek kız Mary'dir.
- The only girl Tom has ever dated is Mary.
Onlar kısa bir flört yaşadılar.
- They had a brief date.
Dan, Linda ile buluşmak bile istemiyordu.
- Dan didn't even want to date Linda.
Yakında buluşmak için bir randevu verdik.
- We made a date to meet soon.
Herhangi biriniz arkadaşlarımdan biriyle çıkmakla ilgilenir misiniz?
- Would either of you be interested in going on a blind date with one of my friends?
Bugün erkek arkadaşımla çıkıyorum, bu yüzden bu sabahtan beri çok iyi bir ruh hali içindeyim.
- I'm going on a date with my boyfriend today, so I've been in a very good mood since this morning.
Hangisini tercih edersin, kuru üzüm, kuru erik veya hurma mı?
- Which do you prefer, raisins, prunes or dates?
Hurmayı bademle beraber yemeyi severim.
- I like to eat a date with almonds.
Sami, Leyla'yla flört etmek istiyordu.
- Sami wanted to date Layla.
Bu muhteşem katedral orta çağlara kadar dayanır.
- This magnificent cathedral dates back to the Middle Ages.
Bu kitap biraz çağ dışı.
- This book is a little out of date.
Takvimdeki tarih 23 Eylül 1964'tü.
- The date on the calendar was September 23, 1964.
Bu sayfanın son güncellenme tarihi: 2010.11.03
- Date of last revision of this page: 2010-11-03
Bu gelenek Edo döneminden kalma.
- This custom dates from the Edo period.
Bu ayakkabıların modası geçmiş.
- Those shoes are out of date.
Bu arabanın modası geçmiş.
- This car is out of date.
O ders kitabı güncel değil.
- That textbook is out of date.
Tom'un sevgililer günü için bir randevusu vardı.
- Tom had a date for Valentine's Day.
Diğer kadınlarla çıkmak istiyorum.
- I want to date other women.
Tom'la çıkmak istiyor musun?
- Do you want to go out on a date with Tom?
It was a couple of years before he even started dating again.
The Batavian republic dates from the successes of the French arms. - E. Everett.
the date for pleading.
And to have children wise and valorous.
Jessica Simpson reportedly went on a drinking binge after discovering ex- boyfriend John Mayer is dating Jennifer Aniston.
This show hasn't dated well.
... She started dating this new guy. ...