Her zaman yaşlı kadınlarla flört ettim.
- I've always dated older women.
Bir zamanlar tam Mary gibi bir kızla çıkıyordum.
- I once dated a girl just like Mary.
Tom'un Mary ile dün gece bir randevusu vardı.
- Tom had a date with Mary last night.
Tom randevusu için bir çiçek ve hediyeler aldı.
- Tom brought a flower and presents for his date.
Piknik için tarih belirleyelim.
- Let's fix the date for the picnic.
Ben tarihi yarın geceye değiştirmek istiyorum.
- I'd like to change the date to tomorrow night.
Onlar buluşmaları süresince kayak yapmaya gittiler.
- They went skiing during their date.
Tom Mary ile amacına ulaşamadı; ondan buluşma talep ettiğinde o onu reddetti.
- Tom couldn't make the grade with Mary; she refused him when he asked her for a date.
Kız kardeşimle flört etmene izin vermeyeceğim.
- I won't allow you to date my sister.
Tom'un şimdiye kadar flört ettiği tek kız Mary'dir.
- The only girl Tom has ever dated is Mary.
Yakında buluşmak için bir randevu verdik.
- We made a date to meet soon.
Mary John'la buluşmak için çıksa, Tom kesinlikle memnun olmaz.
- Tom certainly wouldn't be pleased if Mary went out on a date with John.
Bugün erkek arkadaşımla çıkıyorum, bu yüzden bu sabahtan beri çok iyi bir ruh hali içindeyim.
- I'm going on a date with my boyfriend today, so I've been in a very good mood since this morning.
Tom Mary'nin onun en iyi arkadaşıyla flört ettiğini keşfetti.
- Tom discovered that Mary had dated his best friend.
Hurmayı bademle beraber yemeyi severim.
- I like to eat a date with almonds.
Hangisini tercih edersin, kuru üzüm, kuru erik veya hurma mı?
- Which do you prefer, raisins, prunes or dates?
Sami, Leyla'yla flört etmek istiyordu.
- Sami wanted to date Layla.
Bu makine şimdi çağ dışıdır.
- This machine is now out of date.
Sizin fikirleriniz tamamen çağ dışıdır.
- Your ideas are all out of date.
Önceden belirlenen doğum tarihinin akşamında suyum kesildi..
- My water broke on the evening of the predicted birth date.
Takvimdeki tarih 23 Eylül 1964'tü.
- The date on the calendar was September 23, 1964.
Bu gelenek Edo döneminden kalma.
- This custom dates from the Edo period.
Bu arabanın modası geçmiş.
- This car is out of date.
Bu ayakkabıların modası geçmiş.
- Those shoes are out of date.
Tom'un sevgililer günü için bir randevusu vardı.
- Tom had a date for Valentine's Day.
Doğum günün hangi tarih?
- Which is the date of your birthday?
Tom Mary ile çıkmak istedi fakat o onu geri çevirdi.
- Tom asked Mary for a date, but she turned him down.
Çıkmak için kendi yaşına daha yakın birini bulmaya çalışmalısın.
- You should try to find somebody closer to your own age to date.
The Batavian republic dates from the successes of the French arms. - E. Everett.
the date for pleading.
And to have children wise and valorous.
Jessica Simpson reportedly went on a drinking binge after discovering ex- boyfriend John Mayer is dating Jennifer Aniston.
This show hasn't dated well.