Pirinç ılıman ülkelerde yetişir.
- Reis wächst in warmen Ländern.
Bu ülke Japonya'nın yaklaşık iki katı kadar.
- Dieses Land ist ungefähr zweimal so groß wie Japan.
Yenilmiş ordu ülkeden geri çekildi.
- The defeated army retreated from the country.
İç savaş sırasında, ülke anarşik bir durum içindeydi.
- While the civil war went on, the country was in a state of anarchy.
The king ruled the country for years.
- Der König regierte jahrelang das Land.
He seems to have left the country.
- Er scheint das Land verlassen zu haben.