Gemi hasarlı değildi.
- The ship was not damaged.
Hasarlı bagaj için hiç tazminat aldın mı?
- Did you receive any compensation for the damaged luggage?
Zarar görmüş itibarını tamir etmeye çalıştım.
- I tried to repair his damaged prestige.
Çatı fırtınadan zarar görmüştü.
- The roof was damaged by the storm.
Belki ona yanlışlıkla hasar verdim.
- Maybe I accidentally damaged it.
Rock grubu otel odasına hasar verdi.
- The rock band damaged the hotel room.
Onlara zarar verildi.
- They've been damaged.
Tayfun tarafından çatımıza zarar verildi.
- We got our roof damaged by the typhoon.
Bilim adamları bir gecede bir bardak kırmızı şarap sağlığa zarar vermek için yeterlidir diyor.
- One glass of red wine a night is enough to damage health, say scientists.
Kuraklık dönemi ürüne ciddi hasar verdi.
- The spell of drought did severe damage to the harvest.
Gemi hasarlı değildi.
- The ship was not damaged.
Tom sıkıntılı görünüyor.
- Tom looks distressed.
Tom çok sıkıntılıydı.
- Tom was very distressed.
Sel, ekinlere büyük zarar verdi.
- The flood did great damage to the crops.
Çatı fırtınadan zarar görmüştü.
- The roof was damaged by the storm.
Oda tamamen darmadağınıktı.
- The room was all messed up.
Tom zarar ziyan için para ödemek zorunda kaldı.
- Tom had to pay for damages.
Sel, ekinlere büyük zarar verdi.
- The flood did great damage to the crops.
Kuraklık oradaki tüm ürünlere zarar verdi.
- The drought damaged all the crops there.
Fırtına ürünlere çok hasar verdi.
- The storm did a lot of damage to the crops.
Patlama binaya büyük bir hasar verdi.
- The explosion did a lot of damage to the building.
Be careful not to damage any of the fragile items while unpacking them.
... So one of them is the feed data about damaged area for ...
... So when we can go, already the damaged are cleaned up, but we ...