Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
The river meanders across the plain.
- Nehir düzlükte menderesler çiziyor.
Mary smoothed down her skirt.
- Meryem eteğini düzeltti.
Mary smoothed her hair.
- Mary saçını düzeltti.
I'm just a plain office worker.
- Ben sadece düz bir ofis çalışanıyım.
She wore a plain blue dress.
- O, düz mavi bir elbise giydi.
Lidia has blonde straight hair.
- Lidia'nın sarı düz saçları var.
Also Felicja has blonde straight hair.
- Ayrıca Felicja'nın da sarı düz saçları var.
He gave me a flat answer.
- O bana düz bir cevap verdi.
This child believes that the earth is flat.
- Bu çocuk dünyanın düz olduğuna inanmaktadır.
I corrected even the smallest details.
- Ben en küçük ayrıntıları bile düzelttim.
Tom has been calling me regularly every evening.
- Tom her akşam düzenli olarak beni arıyor.
Washing your hands regularly is a good way to prevent catching some diseases.
- Ellerinizi düzenli olarak yıkama bazı hastalıklara yakalanmayı önlemek için iyi bir yoldur.
This year too there are many regular concerts for amateur musicians being held.
- Bu yıl da, amatör müzisyenler için düzenlenen çok sayıda düzenli konserler var.
Rightists often dislike regulatory legislation.
- Sağcılar çoğunlukla düzenleyici mevzuatı sevmezler.
You must put these mistakes right.
- Bu hataları düzeltmelisin.
I agree on an emotional level, but on the pragmatic level I disagree.
- Duygusal bir düzeyde katılıyorum ama pragmatik düzeyde katılmıyorum.
Corporate bankruptcies continued at a high level last month.
- Şirket iflasları geçen ay yüksek bir düzeyde devam etti.
Go straight on, and you will find the store.
- Düz gidin ve mağazayı bulacaksınız.
Geometry is based on points, lines and planes.
- Geometri noktalar, çizgiler ve düzlemlere dayalıdır.
The sum of the angles of a triangle on a spherical plane is more than 180 degrees.
- Küresel bir düzlemde bir üçgenin açılarının toplamı 180'den dereceden daha fazladır.
The toilet doesn't flush properly.
- Tuvaletin sifonu düzgün çalışmıyor.
Form a straight line!
- Düz bir sıra oluşturun.
He set the table with cups, saucers, plates and chargers.
- O, masayı fincanlarla, çay bardağı tabaklarıyla, tabaklarla ve büyük düz tabaklarla donattı.
Where are the plates arranged?
- Plakalar nerede düzenlenmiş?