Mary played the tin whistle when she was young. - Mary küçükken oyuncak düdük çalardı.
Mary played the tin whistle when she was young.
Mary küçükken oyuncak düdük çalardı.
With a piercing whistle, the ship sailed from the port. - Gemi keskin bir düdükle limandan ayrıldı.
With a piercing whistle, the ship sailed from the port.
Gemi keskin bir düdükle limandan ayrıldı.