I think he is Mr Brown.
- Onun Bay Brown olduğunu düşünüyorum.
I think it'll rain today.
- Bugün yağmur yağacağını düşünüyorum.
What do you think of modern art?
- Modern sanat hakkında ne düşünüyorsunuz?
Two people think of her as their daughter.
- İki kişi onu kızları olarak düşünüyor.
This is different from what I thought.
- Bu düşündüğümden farklı.
Because of the bad weather, any thought of sight-seeing in the city was abandoned.
- Kötü hava nedeniyle, şehir gezisi düşünceleri terk edildi.
Tom was probably pondering something.
- Tom galiba bir şeyler düşünüp duruyordu.
Tom pondered his next move.
- Tom onun sonraki hamlesini düşünüp taşındı.
Tom was probably pondering something.
- Tom galiba bir şeyler düşünüp duruyordu.
Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
- Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
Everyone listened and was very happy, thinking this wedding was both original and meaningful.
- Herkes dinledi ve çok mutluydu, düğünün özgün ve anlamlı olduğunu düşündüler.
When I contemplate the sea, I feel calm.
- Denizi düşündüğümde, sakin hissediyorum.
The doctor contemplated the difficult operation.
- Doktor zor operasyonu düşünüp taşındı.
I often meditate on the meaning of life.
- Ben sık sık yaşamın anlamı üzerinde düşünürüm.
Tom used to meditate every morning.
- Tom her sabah düşünüp taşınırdı.
Do you think that was deliberate?
- Onun kasıtlı olduğunu düşünüyor musun?
The jury deliberated for three days.
- Jüri üç gün boyunca düşündü.
We all consider your idea to be impractical.
- Hepimiz senin fikrinin kullanışsız olduğunu düşünüyoruz.
With Renaissance, scholastic ideas gave place to positive ideas.
- Rönesans ile skolastik düşünce yerini pozitif düşünceye bırakmıştır.
It is worthwhile considering what it is that makes people happy.
- İnsanları mutlu eden şeyin ne olduğunu düşünmeye değer.
I'm considering going with them.
- Onlarla gitmeyi düşünüyorum.
Tom considered changing his job.
- Tom işini değiştirmeyi düşündü.
Tom considered working for our company, but decided not to.
- Tom bizim şirketimiz için çalışmayı düşündü, fakat yapmamaya karar verdi.