One hour of thoughtlessness can cause years of tears.
- Bir saatlik düşüncesizlik yıllarca gözyaşlarına neden olabilir.
It's thoughtless of her to say so.
- Öyle söylemesi onun düşüncesizliğidir.
Tom said I was inconsiderate.
- Tom düşüncesiz olduğumu söyledi.
Tom was very inconsiderate.
- Tom çok düşüncesizdi.
You don't want to do anything rash.
- Düşüncesiz bir şey yapmak istemiyorsun.
Tom is a little impulsive, isn't he?
- Tom biraz düşüncesiz, değil mi?
Tom is an impulsive buyer.
- Tom düşüncesiz bir alıcı.
Mary is an imprudent young woman.
- Mary düşüncesiz bir genç kadındır.