düşüm

listen to the pronunciation of düşüm
Турецкий язык - Английский Язык
gradient
(Dilbilim) ellipsis
düş
dream

I never dreamed that I would meet her again. - Onunla tekrar karşılaşacağımı asla düşünmedim.

One of the characters in the novel dreams up a half-baked plan for robbing a bank. - Romandaki karakterlerden biri bir bankayı soymak için acemice bir plan düşünüyor.

düş
{f} fall

The garden was covered with fallen leaves. - Bahçe düşmüş yapraklarla kaplıydı.

She would have fallen into the pond if he had not caught her by the arm. - Eğer onu kolundan yakalamasaydı, göletin içine düşmüş olacaktı.

düş
daydream

Daydreaming is the moonlight of thought. - Hayal kurmak düşüncenin mehtabıdır.

düş
vision
düş
illusion

Here's an optical illusion: you think you are looking at a cube, but in fact you are looking at the screen. - Burada bir görsel yanılsama var. Küpe baktığını düşünüyorsun ama gerçekte ekrana bakıyorsun.

Your enemies are just an illusion. - Senin düşmanların sadece bir yanılsama.

düş
plump down
düş
fantasy

Living in poverty is some women's fantasy. They think it's somewhat romantic. - Yoksulluk içinde yaşamak, bazı kadınların fantezisidir. Onlar bunun biraz romantik olduğunu düşünüyorlar.

düş
{f} slumped

The man slumped to the floor. - Adam aniden yere düştü.

düş
fiction

He's very fond of science fiction. - O, bilim kurguya çok düşkündür.

düş
{f} decay
düş
{f} drop

It's getting dark early around here. The sun seems to drop like a rock when autumn rolls around. - Buralarda hava erken kararıyor.Sonbahar zamanı geldiğinde güneş bir kaya gibi düşüyor gibi görünüyor.

Tom dropped his pencil. - Tom kalemini düşürdü.

düş
{f} falling

The yen is rising and the dollar is falling. - Yen yükseliyor dolar düşüyor.

Tom broke his neck falling down a flight of stairs. - Tom merdivenlerden düşerek boynunu kırdı.

düş
{f} fallen

Tom picked up the coins that had fallen behind the sofa. - Tom kanepenin arkasına düşmüş olan bozuk paraları topladı.

My holiday plan has fallen through. - Benim tatil planı suya düştü.

düş
romance

At first, I thought I had an advantage because I spoke a Romance language. - İlk başta, bir Romen dili konuştuğum için bir avantajım olduğunu düşündüm.

I thought you didn't like romance movies. - Macera filmlerini sevmediğini düşündüm.

düş
imagination

Productive thinking and creativity are unthinkable without imagination. - Üretken düşünce ve yaratıcılık; hayal gücü olmadan düşünülemez.

düş
plunk
düş
fell

The horse broke its neck when it fell. - Düşen at boynunu kırdı.

He fell down the stairs. - O, merdivenden düştü.

düş
plummet

Home prices are plummeting. - Ev fiyatları hızla düşüyor.

Tom's grades soon plummeted. - Tom'un notları yakın zaman içinde düştü.

düş
pie in the sky
düş
decayed
düş
dream, daydream, fantasy
düş
reverie
düş
delusion

When I was a kid, I thought that if I died the world would just disappear. What a childish delusion! I just couldn't accept that the world could continue to exist without me. - Çocukken ,ölürsem dünyanın hemen ortadan kaybolacağını düşündüm.Ne çocukça bir aldanma!Ben sadece dünyanın bensiz devam edip var olacağını kabullenemiyordum.

Tom suffered from the delusion that strangers could hear his thoughts. Of course that's nonsense. - Tom, yabancıların onun düşüncelerini duyabileceği sanrısından muzdaripti. Bu tabii ki saçmalık.

düş
hope, aspiration, dream
düş
pink elephant
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение düşüm в Турецкий язык Турецкий язык словарь

DÜŞ
(Osmanlı Dönemi) f. Bak: Dû
Düş
rüya
düş
Gerçek olmayan şey, imge, hayal
düş
Uyurken zihinde beliren olayların, düşüncelerin bütünü, rüya
düş
Uyurken zihinde beliren olayların, düşüncelerin bütünü, rüya: "Dadaloğlu'm, sevdası var başımda / Gündüz hayalimde, gece düşümde."- Dadaloğlu
düş
Gerçekleşmesi istenen şey, umut
düşüm
Избранное