He is studying the origin of jazz in America.
- O, cazın Amerika'daki doğuşunu araştırıyor.
The school put on a Nativity play.
- Okul bir Doğuş oyununu sahneye koydu.
Tom's grandchildren were playing with the nativity set figures.
- Tom'un torunları, doğuştan gelen figürlerle oynamaktaydı.
Today in the morning, I have seen the birth of a butterfly.
- Bugün sabah bir kelebeğin doğuşunu gördüm.
She is an American by birth.
- O, doğuştan bir Amerikalıdır.
The death of her husband was her rebirth.
- Kocasının ölümü onun yeniden doğuşuydu.
No one can have three different birth dates.
- Hiç kimsenin üç farklı doğum tarihi olamaz.
May I have your birth date?
- Doğum tarihinizi alabilir miyim?
If I were to be born a second time, I would like to be Canadian.
- Ben ikinci kez doğacak olsam Kanadalı olmak isterim.
Life would be infinitely happier if we could only be born at the age of eighty and gradually approach eighteen.
- Sadece seksen yaşında doğabilseydik ve yavaş yavaş on sekiz yaşına varabilseydik, yaşamımız çok daha mutlu olurdu.
Yesterday was my seventeenth birthday.
- Dün onyedinci doğumgünümdü.
I got you a pen as a birthday present.
- Doğum günü hediyesi olarak sana kalem aldım.