O doktor kültürlü bir adam.
- That doctor is a cultured man.
Şehir çoğunlukla Londra'nın kuzeyinde en kültürlü ve kozmopolit şehir olarak kabul edilmektedir.
- The city is often regarded as the most cultured and cosmopolitan city north of London.
Japon kültive incileri dünya inci pazarının % 60'ına kadarını tekeline almıştır.
- Japanese cultured pearls have come to monopolise as much as 60% of the world pearl market.
Yunan kültürü hakkında çok şey öğrendim.
- I learned a lot about Greek culture.
O, Japon kültürünün takdir eder.
- He appreciates Japanese culture.
cultured plant.
The Culture of Spring-Flowering Bulbs.