culminating point or crisis; hence, strength; force; height

listen to the pronunciation of culminating point or crisis; hence, strength; force; height
Английский Язык - Турецкий язык

Определение culminating point or crisis; hence, strength; force; height в Английский Язык Турецкий язык словарь

head
{i} baş

Lee Leffingwell, Austin Şehir Konseyi'nin başkanıdır. - Lee Leffingwell is the head of the Austin City Council.

Soğuk Moskova kışlarında kendi başına şapka takmak en iyisidir. - It's best to wear a cap on your head during the cold Moscow winters.

head
{i} konu başlığı
head
menba
head
başlık

Tom genellikle sadece başlıkları okur. - Tom usually only reads the headlines.

Herkes bu sabahki haber başlıklarından memnundu. - Everyone was delighted by this morning's headlines.

head
başkanlığını yapmak
head
buhar basıncı
head
{f} başı çek
head
genel başkan
head
{f} (bir şeyin) başkanlığını yapmak/başkanı olmak: Who heads this outfit? Buranın başkanı kim?
head
{f} olgunlaşmak
head
{f} -in
head
{i} pınar başı
head
{s} baştaki
head
bir

Bir fincan kahve kafamı aydınlattı. - A cup of coffee cleared my head.

Ikeda birkaç aptalca hata yaptı ve bu yüzden ona bölüm başkanı tarafından ağzının payı verildi. - Ikeda made several silly mistakes, and so he was told off by the department head.

head
{s} baş ile ilgili
head
{f} başında olmak
head
{i} şef, baş, başkan: the head of the math department matematik bölümü başkanı
head
{f} başı çekmek
head
{i} köpük
head
kafa,v.başı çek: n.baş
Английский Язык - Английский Язык
head
culminating point or crisis; hence, strength; force; height

    Расстановка переносов

    cul·mi·nat·ing point or crisis; hence, strength; force; height

    Произношение

Избранное