Bazı çiftler küçük sorunlarla ilgili olarak tartışırlar.
- Some couples argue over minor issues.
Mahalle genç çiftlerle doluydu.
- The neighborhood was full of young couples.
Genç çift çok kısa sürede birbirlerine âşık oldu.
- The young couple fell in love with each other very soon.
Gittikçe daha fazla çift balayı gezilerine yurt dışına gitmektedir.
- More and more couples go on honeymoon trips abroad.
Depremden dolayı birkaç uçuş ertelendi.
- A couple of flights were delayed on account of the earthquake.
Tom'un Boston'da birkaç arkadaşı var.
- Tom has a couple of friends in Boston.
Eş cinsel çiftler evlenebilmeli.
- Same-sex couples should be able to get married.
Genç çifte bir hastabakıcı tarafından eşlik edildi.
- The young couple was accompanied by a chaperone.
Boston'da iki ay geçirdim.
- I spent a couple of months in Boston.
O benden yalnızca iki yaş büyük.
- He's only a couple of years older than me.
Sami yazıyı iki arkadaşla paylaştı.
- Sami shared the post with a couple of friends.
She had the brilliant inventor and craftsman Daedalus construct her an artificial cow, in which she hid and induced the bull to couple with her.
When we got on board again after a couple of hours on shore ….
A parson who couples all our beggars.
I've coupled our system to theirs.