Mahalle genç çiftlerle doluydu.
- The neighborhood was full of young couples.
Baktığın her yerde öpüşen genç çiftleri görebilirsiniz.
- Everywhere you look you can see young couples kissing.
Onlar iyi bir çifttir.
- They are a good couple.
Genç çift çok kısa sürede birbirlerine âşık oldu.
- The young couple fell in love with each other very soon.
Depremden dolayı birkaç uçuş ertelendi.
- A couple of flights were delayed on account of the earthquake.
Kurosawa'nın filmlerinden birkaçını izledim.
- I've seen a couple of Kurosawa's films.
Genç çifte bir hastabakıcı tarafından eşlik edildi.
- The young couple was accompanied by a chaperone.
Eş cinsel çiftler evlenebilmeli.
- Same-sex couples should be able to get married.
Ona iki mesaj bıraktım.
- I left him a couple messages.
Siz ikiniz çok güzel bir çiftsiniz.
- You two make a nice couple.
Sami yazıyı iki arkadaşla paylaştı.
- Sami shared the post with a couple of friends.
She had the brilliant inventor and craftsman Daedalus construct her an artificial cow, in which she hid and induced the bull to couple with her.
When we got on board again after a couple of hours on shore ….
A parson who couples all our beggars.
I've coupled our system to theirs.