correct or accurate, as in: careful writers strive to use the right word

listen to the pronunciation of correct or accurate, as in: careful writers strive to use the right word
Английский Язык - Турецкий язык

Определение correct or accurate, as in: careful writers strive to use the right word в Английский Язык Турецкий язык словарь

word-self">right
hak

Sanırım sen haklısın. - I think you're right.

Herkesin menfaatlerinin korunması için sendikalar kurmaya ve bunlara katılmaya hakkı vardır. - Everyone has the right to form and to join trade unions for the protection of his interests.

word-self">right
{s} haklı

Amanın, sen haklısın, ben onu hiç bilmiyordum. - Oh my, you're right, I didn't know that at all.

O, anladığım kadarıyla haklıdır. - The way I see it, he is right.

word-self">right
doğrudan doğruya

Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir. - Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.

Bir bisiklet yolu doğrudan doğruya evimin önünden geçer. - A bike path goes right past my house.

word-self">right
dürüstlük
word-self">right
yanlış olmama
word-self">right
iyi

Ev iyi görünüyordu, üstelik fiyat en uygundu. - The house looked good; moreover, the price was right.

Bay Ford şimdi iyidir. - Mr Ford is all right now.

word-self">right
yetki

Tamam, şimdi yetki bende. - All right, I'm in charge now.

word-self">right
sağ taraf

Sola dönerseniz, kiliseyi sağ tarafınızda bulursunuz. - If you turn to the left, you will find the church on your right.

Sağ tarafınıza yatın. - Lie on your right side.

word-self">right
tutucu
word-self">right
düz

Neşelen! Her şey yakında düzene girecek. - Cheer up! Everything will soon be all right.

Bu sokaktan düz git ve bankadan sağa dön. - Go along this street and turn right at the bank.

word-self">right
pek

Bu pek doğru görünmüyor. - That doesn't seem right.

Pekâlâ. Diğer on beş Almanca cümleyi tercüme edip, ondan sonra ayrılacağım. - All right. I'll translate another fifteen sentences in German, and then leave.

word-self">right
doğruca

Tom Mary'nin ne kadar yorgun olduğunu gördü ve ona doğruca yatağa gitmesini söyledi. - Tom saw how exhausted Mary was and told her to go right to bed.

Mayuko doğruca eve gitti. - Mayuko went right home.

word-self">right
{f} doğrultmak
word-self">right
{s} dik açılı

Bu iki çizgi dik açılıdır. - These two lines are at right angles.

word-self">right
çok

Tom'un şu anda konuşmayı canı çok istemiyor. - Tom doesn't feel much like talking right now.

Tom şu anda bize yardım edemeyecek kadar çok yorgun görünüyor. - Tom looks like he's too tired to help us right now.

word-self">right
sağa

O, sağa doğru keskin bir dönüş yaptı. - He made a sharp turn to the right.

Anahtarı sağa doğru dönder. - Turn the key to the right.

word-self">right
{s} en uygun

Ev iyi görünüyordu, üstelik fiyat en uygundu. - The house looked good; moreover, the price was right.

word-self">right
tam olarak

Şu anda tam olarak açık değiliz. - We're not exactly open right now.

Bu tam olarak doğru değil. - That isn't exactly right.

word-self">right
(fiil) düzeltmek, doğrultmak, dik konuma getirmek, haklı çıkarmak, telâfi etmek, derleyip toplamak, çeki düzen vermek, itibarını iade etmek
Английский Язык - Английский Язык
right
correct or accurate, as in: careful writers strive to use the right word

    Расстановка переносов

    cor·rect or accurate, as in: care·ful writers strive to use the right word

    Произношение

Избранное