Определение control-s в Английский Язык Турецкий язык словарь
- control
- kontrol etmek
Duygularımızı kontrol etmek bazen zordur.
- It's sometimes difficult to control our feelings.
Tarifeleri blok olarak kontrol etmenin ülke ülke kontrol etmekten daha uygun olduğunu vurgulamak istiyorum.
- I would like to stress that it is more convenient to control tariffs as a bloc rather than country by country.
- control
- denetlemek
- control
- kontrol
Enflasyon kontrolün dışına çıkıyor.
- Inflation is getting out of control.
Su yasası bir kaynak olarak suya sahip olma, kontrolü ve kullanımı ile ilgili hukuk alanıdır.
- Water law is the field of law dealing with the ownership, control, and use of water as a resource.
- beyond one's control
- Birinin kontrolünün ötesinde, birin konrolü dışında
- ex-ante control
- Ön kontrol
- randomized control study
- (Muzik) Rastgele seçilmiş kontrollü araştırma
- have control over
- etkisi olmak
- have control over
- egemen olmak
- remote control
- uzaktan kumanda aleti
- tone control
- ses kontrolü
- volume control
- ses kontrolü
- remote control
- kumanda
Tom Mary'den uzaktan kumandayı aldı ve kanalları değiştirdi.
- Tom grabbed the remote control from Mary and changed channels.
TV için uzaktan kumanda nerede?
- Where's the remote control for the TV?
- remote control
- (Nükleer Bilimler) uzaktan kumandalı
Tom'a uzaktan kumandalı bir itfaiye kamyonu satın aldım ve o onunla çok mutlu görünüyor.
- I bought Tom a remote controlled fire truck and he seems very happy with it.
- accounting control
- (Ticaret) iç kontrol
- adaptive cruise control
- uyarlanabilir seyir kontrolü
- approach control
- (Havacılık) yaklaşma kontrol
- arms control
- (Askeri) silahların kontrolü
- arms export control act
- (Askeri) silah ihracat kontrol yasası
- bandwidth control
- (Bilgisayar) bant genişliği denetimi
- bass control
- bas kontrolü
- boost pressure control
- (Otomotiv) takviye basınç kontrolü
- brightness control
- (Bilgisayar) parlaklık denetimi
- cascade control
- kaskad kontrol
- cascade control
- (Bilgisayar) ardarda denetim
- cascade control
- (Gıda) şelale denetimi
- cascade control
- ardışık kontrol
- cluster control
- (Bilgisayar) küme denetimi
- combat control team
- (Askeri) muharebe kontrol timi
- commitment control
- (Bilgisayar) kesinleştirme denetimi
- commitment control sql
- (Bilgisayar) kesinleştirme denetimi
- component control
- (Bilgisayar) bileşen kontrol
- computer control
- bilgisayar denetimi
- congestion control
- sıkışıklık denetimi
- control
- kontrolünü yapmak
- control
- kontrol yapmak
- control
- teftiş
- control ball
- (Bilgisayar) imleç
- control box
- kontrol paneli
- control desk
- (Bilgisayar) kontrol masası
- control law
- (Bilgisayar,Teknik) kontrol kuralı
- control line
- (Askeri) ateş emniyet hattı
- control loop
- (Bilgisayar) kontrol döngüsü
- control port
- (Askeri) kontrol limanı
- control run
- (Bilgisayar) çalışmayı kontrol et
- control ship
- (Askeri) kontrol gemisi
- control zone
- (Askeri) kontrol bölgesi
- controls
- denetimler
- controls
- (Bilgisayar) denetim
- controls
- kumanda
- create control
- (Bilgisayar) denetim oluştur
- cruise control
- hiz sabitliyici sistem
- cruise control
- otomatik hız kontrolü
- cruise control
- hız limitörü
- cruise control
- hız kontrolü
Tom hız kontrolünü açtı ve bir süre sahil boyunca gitti.
- Tom turned on cruise control and coasted for a while.
- cursor control
- (Bilgisayar) imleç denetimi
- cursor control keys
- (Bilgisayar) imleç kontrol tuşları
- deferred control
- (Ticaret) ertelenmiş kontrol
- disaster control
- (Askeri) afet önleme tedbirleri
- discontinuous control action
- (Gıda) devamsız
- disease control
- hastalık kontrolü
- dust control
- toz kontrol
- dust control
- toz kontrolü
- effort control
- (Denizbilim) çaba kontrolü
- embedded control channel
- (Askeri) gömülü kontrol kanalı
- external control
- (Ticaret) dış kontrol
- final control
- (Tekstil) son kontrol
- fine control
- (Biyokimya) ince denetim
- fine control
- (Denizbilim) incedenetim
- flood control
- (Çevre) taşkın denetimi
- flood control
- sel kontrolü
- flood control
- sel kontrolu
- food control
- gıda denetimi
- food control
- gıda kontrol
- gain control
- (Elektrik, Elektronik) kazanç ayarı
- gate control
- (Tıp) kapı kontrol
- get out of control
- azıtmak
- get out of control
- gemi azıya almak
- governor control
- gaz kolu
- height control
- (Teknik,Televizyon) yükseklik ayarı
- host control
- (Bilgisayar) ana bilgisayar denetimi
- idle air control
- (Otomotiv) rolanti hava kontrol
- idle air control
- rölanti hava kontrolü
- impulse control
- (Pisikoloji, Ruhbilim) dürtü kontrolü
- in process control
- (Tıp) işlem kontrolü
- infection control
- (Tıp) infeksiyon kontrolü
- insect control
- böcek kontrolü
- intensity control
- (Elektrik, Elektronik,Teknik) şiddet kontrolü
- internal control
- (Pisikoloji, Ruhbilim) içsel kontrol
- inventory control centre
- (Askeri) envanter kontrol merkezi
- job control
- (Bilgisayar) iş denetimi
- launch control
- hedefleme kontrolü
- lift control
- kaldırma kontrolü
- manual control
- manüel kontrol
- neutral zone control
- (Bilgisayar) duyarsız bölgeli denetim
- neutral zone control
- (Bilgisayar,Teknik) ölü bölgeli denetim
- noise control
- gürültü kontrolü
- official control
- (Gıda) resmi kontrol
- orphan control
- (Bilgisayar) tek satır denetimi
- out of control
- kontrolden çıkmış
Tom kontrolden çıkmış, biliyorsun.
- Tom is out of control, you know.
Tom kontrolden çıkmıştı.
- Tom was out of control.
- out of control
- zaptedilemez
- out of control
- çığrından çıkmış
- password control
- (Bilgisayar) şifre denetimi
- password control
- (Bilgisayar) parola denetimi
- perform control
- kontrol yapmak
- peripheral control unit
- (Bilgisayar) çevre denetim birimi
- personality control
- (Bilgisayar) kişilik denetimi
- pest control
- (Tıp) haşere kontrolü
- pest control
- (Tarım) haşereyle mücadele
- pest control
- (Tarım) haşere ile mücadele
- pest control
- (Tarım) zararlılarla mücadele
- pneumatic control
- pnömatik kontrol
- precise control
- hassas ayar
- prevent control
- (Bilgisayar) denetimi önle
- previous control
- (Bilgisayar) önceki denetim
- production control
- üretim kontrolü
- recording control
- (Bilgisayar) kayıt denetimi
- remote control
- (Askeri) uzaktan idare
- remote control
- (Sinema) uzaktan çalıştırma
- remote control
- (Bilgisayar) uzak denetim
- remote control
- (Askeri) uzaktan komuta
- remote control device
- kumanda aygıtı
- remote control kit
- uzaktan kumanda kiti
- remote control rod
- (Otomotiv) uzaktan kumanda çubuğu
- remote control system
- (Askeri) uzaktan komuta sistemi
- remote control type
- (Otomotiv) spiral kumandalı tip
- remote control valve
- uzaktan kumandalı vana
- remote control valve
- uzaktan kumandalı valf
- request control
- (Bilgisayar) istek denetimi
- ride control system
- kepçe süspansiyon kontrolü
- rigid control
- (Pisikoloji, Ruhbilim) katı kontrol
- schedule control
- (İnşaat) program kontrolü
- scope change control
- kapsam değişim kontrolü
- seize control of
- (Politika, Siyaset) yönetime el koymak
- sequence control
- ardışık kontrol
- sequential control
- (Bilgisayar) ardışık denetim
- sequential control
- ardışıl denetim
- shift control
- (Otomotiv) vites değiştirme kontrolü
- shift control
- (Otomotiv) vites kontrolü
- spin control
- (Bilgisayar) kaydırma düğmesi
- temperature control
- sıcaklık ayarı
- traction control
- (Otomotiv,Teknik) çekiş kontrolü
- traction control system
- (Otomotiv,Teknik) çekiş kontrol sistemi
- traffic control
- trafik kontrol
- version control
- (Bilgisayar) sürüm denetimi
- vision control supervisor
- (Teknik,Televizyon) alıcı denetçisi
- vision control supervisor
- (Teknik,Televizyon) video mühendisi
- visual fire control
- (Askeri) görerek ateş idaresi
- weed control
- (Tarım) zararlı ot kontrolü
- widow control
- tek satır denetimi
- width control
- (Teknik,Televizyon) genişlik ayarı
- zoom control
- (Bilgisayar) yakınlaştırma denetimi
- accuracy control character
- doğruluk denetim karakteri
- admissible control
- onarır denetim
- aerodrome control radar
- alan kontrol radarı
- aerodrome control tower
- alan kontrol kulesi
- aileron control
- kanatçık kumandası
- air brake control valve
- hava freni kontrol subabı
- air route traffic control center
- hava rotası trafik kontrol merkezi
- air traffic control
- hava trafik kontrolu
- air-traffic control
- tenek trafik kontrolü
- airborne fire control radar set
- havadan gelen ateş kontrol radar seti
- altitude control
- yükseklik kontrolü
- antenna hand control
- anten el kontrolu
- anticluner gain control
- otomatik parazit giderici
- attitude control
- durum kontrolü
- automatic brightness control
- otomatik parlaklık kontrolu
- automatic chrominance control
- otomatik renk ayrımı kontrolü
- automatic colour control
- otomatik renk kontrolü
- automatic contrast control
- otomatik kontrast kontrolü
- automatic control
- otomatik kontrol
- automatic control engineering
- otomatik kumanda
- automatic flight control unit
- otomatik uçuş kontrol birimi
- automatic frequency control
- otomatik frekans kontrolu
- automatic modulation control
- otomatik modülasyon kontrolu
- automatic volume control
- otomatik ses kontrolü
- bass control
- kalınlık ayarı
- bass control
- bas ayarı
- birth control
- doğum kontrolü
1967 yılında Kanada'da doğum kontrolü hala yasadışıydı; prezervatif sadece hastalıktan korunmak için satılırdı.
- Birth control was still illegal in Canada in 1967; condoms were sold only for the prevention of disease.
Doğum kontrolü için bir prezervatif kullandın, değil mi?
- You used a condom for birth control, right?
- brake control
- eğleç kumandası
- brake regulator control rod
- fren regülatör çubuğu
- brightness control
- parlaklık ayarı
- budgetary control
- bütçe kontrolü
- burroughs data link control
- burroughs veri hattı denetimi
- cable control
- kablo kontrolü
- carburettor control cable
- karbüratör kumanda kablosu
- carburettor inner control lever
- karbüratör iç komuta levyesi
- carburettor outer control lever
- karbüratör dış komuta levyesi
- carriage control character
- yazıcı kontrol karakteri
- cascade control
- kaskat kontrol
- cause to lose control
- kontrolü kaybetmesine neden ol
- centering control
- ortalama denetlemesi
- central control
- merkezi kontrol
- central control room
- merkezi kontrol odası
- centring control
- merkezleme kontrolü
- charge control lamp
- şarj kontrol lambası
- chroma control
- renk kontrolü
- closed loop control
- kapalı çevrim kontrolü
- closed loop control system
- kapalı çevrim kontrol sistemi
- cockpit control
- kokpit kontrolü
- command control program
- komut denetim programı
- communication control character
- iletişim denetim karakteri
- communication control device
- iletişim denetim aygıtı
- compressed air control cylinder
- basınçlı hava kumanda silindiri
- computerized numerical control
- bilgisayarlı sayısal denetim
- computing control circuit
- hesaplama kontrol devresi
- conditional transfer of control
- denetimin koşullu aktarımı
- configuration control
- konfigürasyon kontrolü
- continuous control
- sürekli kontrol
- continuous control
- sürekli denetim
- contrast control
- kontrast ayarı
- contrast control
- sertlik ayarı
- contrast control knob
- kontrast ayarı düğmesi
- control
- düzenleme
- control
- tekşirmek
- control
- idare
Kaderi idare etmek isteyen asla barış bulamaz.
- He who seeks to control fate shall never find peace.
- control
- denetim
Tom, Xbox One denetimcisini DualShock 4'ün üstünde tercih ediyor.
- Tom prefers the Xbox One controller over the DualShock 4.
Tom beni denetimde bıraktı.
- Tom left me in control.
- control
- dizginlemek
- control
- hakimiyet
- control
- yönetim
İnka İmparatorluğu yönetimi her şeyi kontrol etti.
- The government of the Inca Empire controlled everything.
- control
- düzenlemek