continuously; without interruption or pause

listen to the pronunciation of continuously; without interruption or pause
Английский Язык - Турецкий язык

Определение continuously; without interruption or pause в Английский Язык Турецкий язык словарь

straight
(sıfat) düz, dik, doğru, karşı cinse ilgi duyan, dümdüz, dosdoğru, direkt, düzgün, dürüst, güvenilir, sek, katışıksız, iskontosuz, orijinal(piyes), sıradan
straight
düz

Caddede yaklaşık 100 metre kadar düz gidin, ve üç yollu kavşağa varırsınız. - Go straight up the street for about 100 meters, and you will get to the junction of three roads.

Ayrıca Felicja'nın da sarı düz saçları var. - Also Felicja has blonde straight hair.

straight
heteroseksüel

Tom heteroseksüel bir erkek. - Tom is a straight guy.

Heteroseksüel misin yoksa homoseksüel mi? Ben heteroseksüelim. - Are you straight or gay? I'm straight.

straight
saf
straight
tutucu
straight
doğru

Toplantıdan sonra o doğrudan masasına doğru yöneldi. - After the meeting she headed straight to her desk.

O kelimelerin doğruca kalbinden geldiğini söyledi. - He said the words came straight from his heart.

straight
eski kafalı
straight
direkt

İşten sonra direkt eve giderim. - I go straight home after work.

Direkt eve gideceğim. - I'll go straight home.

straight
(içki) sek
straight
dosdoğru

Dosdoğru kapıya gittim. - I went straight to the door.

Köpek postacı için dosdoğru gitti. - The dog went straight for the postman.

straight
(Oyunlar) (Poker) Kent: farklı renklerden ardışık sıralı 5 kart
straight
(zarf) düz, doğru, dümdüz, dosdoğru, dik olarak, doğruca, direkt olarak, doğru olarak, doğrudan doğruya, düzenli biçimde, tam, tam olarak
straight
tam olarak
straight
fark gözetmez
straight
{s} sıradan
straight
{s} doğru, yalan olmayan: a straight answer doğru bir cevap
straight
direkt olarak
straight
{i} uyuşturucu kullanmayan kimse
straight
müstakim
straight
tam

O, tamamen gülmeyen bir suratla fıkra anlattı. - She told the joke with a completely straight face.

Tom tam karşıda bakarken tek başına oturuyordu. - Tom sat alone, staring straight ahead.

Английский Язык - Английский Язык
straight

He claims he can hold his breath for three minutes straight.

continuously; without interruption or pause

    Расстановка переносов

    continuously; with·out in·ter·rup·tion or pause

    Произношение

Избранное