Kadınlara yardımcı olmayı sürdürmek istiyorum.
- I want to continue to help women.
Ben eğitime devam etmek için karar verdim.
- I've decided to continue studying.
Devam etmekten başka seçeneğimiz yok.
- We have no options but to continue.
Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır.
- Mathematics is the part of science you could continue to do if you woke up tomorrow and discovered the universe was gone.
Bilgisayarların hiçbiri yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.
- None of the computers can continue to run with a burnt card.
İnatçılıklarını sürdürüyorlar.
- They continue being stubborn.
Tom o kabul ettiği sürece desteğini sürdürmeye kararlıydı.
- Tom was determined to continue his support for as long as it took.
Tom and Mary continued looking at each other.
- Tom and Mary continued to look at each other.
Tom and Mary continued to look at each other.
- Tom and Mary continued looking at each other.
She cannot control her children.
- She can't control her children.
I could not control my anger.
- I couldn't control my anger.