Ben bunu hep yaparım.
- I do it all the time.
Bugün hava harika fakat bu günlerde hep yağmur yağdı.
- The weather today is great, but lately it's been raining all the time.
The New York Times onun galerisini her zaman eleştirir.
- The New York Times reviews her gallery all the time.
Bill her zaman dürüsttür.
- Bill is honest all the time.
John sürekli hatalar yapıyordu.
- John was making mistakes all the time.
Tom, onlar ilkokuldayken, sürekli Mary'ye sataşırdı.
- Tom used to pick on Mary all the time when they were in elementary school.