constantly, continually

listen to the pronunciation of constantly, continually
Английский Язык - Турецкий язык
sürekli, sürekli
all the time
hep

Tom ve ben hep kavga ederiz. - Tom and I fight all the time.

Anlamıyorum. Niye hep onunla takılıyorsun? - I don't understand. Why do you hang out with her all the time?

all the time
her zaman

Bill her zaman dürüsttür. - Bill is honest all the time.

İnsanoğlu genellikle iyi olmak ister fakat her zaman çok iyi ve sakin değil. - On the whole human beings want to be good, but not too good and not quite all the time.

all the time
ıf.sürece: prep.her zaman
all the time
boyuna
all the time
sürekli

John sürekli hatalar yapıyordu. - John was making mistakes all the time.

Tom sürekli Mary hakkında düşünüyor. - Tom thinks about Mary all the time.

all the time
her zaman, daima, hep
Английский Язык - Английский Язык
all the time
constantly, continually
Избранное