Ben onu telefonda teselli etmek zorunda kaldım.
- I had to console her on the telephone.
Luisa gözyaşlarına boğulduğunda, yalnızca onun en iyi arkadaşı onu teselli etmek için yaklaştı.
- When Luisa broke into tears, only her best friend approached to console her.
Çıkmış yeni bir konsol var. Ona Nintendo 64 deniyor!
- There's a new console out. It's called the Nintendo 64!
Konsolda yanıp sönen bazı kırmızı ışıklar var.
- There are some red lights blinking on the console.
Kumanda panelinin uzun süreli kullanımdan kaçının. Göz yorgunluğunu önlemek için, oyunun her saati boyunca yaklaşık 15 dakikalık bir mola verin.
- Avoid prolonged use of the console. To help prevent eye strain, take a break of about 15 minutes during every hour of play.
Biz birbirimizi teselli ettik.
- We consoled each other.
Onu en sevdiği yemekle teselli ettim.
- I consoled him with his favorite food.
Taninna'yı avutamam. O kimseyle konuşmak istemiyor.
- I cannot console Taninna. She doesn't want to talk to anyone.
Do you remember, my friend, that I went to Tostes once when you had just lost your first deceased? I consoled you at that time. I thought of something to say then, but now— Then, with a loud groan that shook his whole chest, Ah! this is the end for me, do you see! I saw my wife go, then my son, and now to-day it's my daughter..
... to lock phones, tablets, consoles, and even some PCs so that they can't run software of ...