Onlar muhafazakâr insanlardı.
- They were conservative men.
Genellikle Japonlar muhafazakardır.
- On the whole, the Japanese are conservative.
Taft çok tutucu olmuştu.
- Taft had become very conservative.
Çok sayıda tutucu Amerikalı onunla aynı fikirdeler.
- Many conservative Americans agreed with him.
Hayır, kesinlikle hatalısın. Tom radikal değil muhafazakardır. Sadece liberalizmden nefret ediyor.
- No, you are absolutely wrong. Tom is not radical but conservative. He just hates liberalism.
Tom genellikle gösterişsiz bir takım elbise giyer.
- Tom usually wears a conservative suit.
The curriculum committee at this university is extremely conservative.