Tom, Tatoeba'nın en kutsal simgelerinden biridir. Bu nedenle, o dokunulmazdır.
- Tom is one of Tatoeba's sacred icons. Therefore, he is untouchable.
İtalya'da doğdum, bu nedenle çok yakışıklıyım.
- I was born in Italy, therefore I am very handsome.
Bu sebeple, Komite'nin Parlamento'nun Görünmez Üyeleri hakkındaki raporuna dikkat çekmek isterim.
- I would therefore like to draw attention to the Report of the Committee on Invisible Members of Parliament.
Tarih kitapları Moğolların Bağdat'ı işgalinden sonra birçok kitabın Dicle Nehri'ne atıldığını ve bu yüzden nehrin renginin kitapların mürekkebiyle maviye döndüğünü yazıyor.
- History books write that after the Mongol invasion of Baghdad, many books were thrown into the Tigris River and therefore the colour of the river turned blue with the ink of books.
Sanırım, bu yüzden kaçarım.
- I think, therefore I flee.