Bir insan, bilinçli bir varlıktır.
- A human is a conscious being.
Tom neredeyse hiç bilinçli değil.
- Tom is barely conscious.
Tom asla yeniden bilinç kazanmadı.
- Tom never regained consciousness.
Belgesel, yoksulların durumu hakkında bilinçlendirmek demektir.
- The documentary is meant to raise consciousness about the plight of the poor.
Bana bakan adamın farkında değildim.
- I was not conscious of a man looking at me.
O, hatasının farkındaydı.
- He was conscious of his mistake.
Kendim onun bilincinde değildim, fakat onun başarısını kıskanıyor olabilirim.
- I myself was not conscious of it, but I may have been jealous of his success.
Onun varlığının bilincinde değildim.
- I was not conscious of his presence.
Kutsal Kuran bize, Allah'a inançlı olmayı ve her zaman doğru konuşmayı emreder.
- As the Holy Koran tells us, Be conscious of God and speak always the truth.
Tom yeniden şuur kazanmadı.
- Tom hasn't regained consciousness.
Belgesel, yoksulların durumu hakkında bilinçlendirmek demektir.
- The documentary is meant to raise consciousness about the plight of the poor.
I was conscious of a noise behind me.
The best indicator of your level of consciousness is how you deal with life's challenges when they come. Through those challenges, an already unconscious person tends to become more deeply unconscious, and a conscious person more intensely conscious.