On dakikalık bir başka yürüyüş bizi kıyıya getirdi.
- Another ten minutes' walk brought us to the shore.
Ben, kıyıdan yaklaşık bir mil ötede bir balıkçı teknesi gördüm.
- I saw a fishing boat about a mile off the shore.
Tom tek başına sahil boyunca yürüdü.
- Tom walked along the shore alone.
Sahile inmek için hâlâ çok soğuk.
- It's still too cold to go down to the shore.
Yiyecek, protein, karbonhidrat ve yağlardan oluşur.
- Food is comprised of protein, carbohydrates, and fats.
Güney Yarımküre, çoğunlukla okyanuslardan oluşur.
- The Southern Hemisphere is comprised mainly of oceans.
Şirketi desteklemeye çalışırken milyonlarca dolar harcandı.
- Millions of dollars have been spent trying to shore up the company.