O meseleleri daha karmaşık hale getirecek.
- That'll complicate matters more.
Günün sosyal sorunları gittikçe daha karmaşık olma eğilimindedir.
- The social problems of the day tend to be more and more complicated.
Tüm bunlarla hayatımı zorlaştırmak istemiyorum!
- I don't want to complicate my life with all that!
Onun yokluğu konuyu zorlaştırmaktadır.
- His being absent complicates matters.
Ne zaman bu kadar çetrefilli oldu?
- When did it get so complicated?
Herkesin hayatı muğlak.
- Everybody's life is complicated.
Günün sosyal sorunları gittikçe daha karmaşık olma eğilimindedir.
- The social problems of the day tend to be more and more complicated.
Dil bilgisi çok karmaşık.
- Grammar is very complicated.
Yazı şekli bu makalede çok daha az karışık.
- The writing style is much less complicated in this article.
Bu karışık, değil mi?
- It's complicated, isn't it?
Ne zaman bu kadar çetrefilli oldu?
- When did it get so complicated?
Bu anlaşılması zor bir hikaye.
- It's a complicated story.
Herkesin hayatı muğlak.
- Everybody's life is complicated.
Bu şehirde bir taksi bulmak zordur.
- In this city finding a taxi is complicated.
İnternet çağında aşk bulmak zordur.
- Finding love in the Internet age is complicated.
O karmaşık bir faktördü.
- That was the complicating factor.
How poor, how rich, how abject, how august, / How complicate, how wonderful, is Man!.
The DA has made every effort to complicate me in the scandal.
Don't complicate yourself in issues that are beyond the scope of your education.
The process of fixing the car engine was complicated by the lack of tools.
... main interest of this building lies in its which these complicate with arab ...