Bana biraz avans verebilir misin?
- Could you advance me some money?
Yönetici ona iki haftalık ücreti avans verdi.
- The manager advanced him two weeks' wages.
Son 100 yılın bilim ve teknoloji ve topluluğun diğer alanlarındaki gelişmeler hayat kalitesine hem avantajlar hem de dezavantajlar getirdi.
- Advances in science and technology and other areas of society in the last 100 years have brought to the quality of life both advantages and disadvantages.
Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere yardım etmeliler.
- Advanced countries must give aid to developing countries.
Dan, Linda'nın seksüel önerisini reddetti.
- Dan rejected Linda's sexual advances.
Müdür, toplantıda bir öneri ileri sürdü.
- The manager advanced a proposal at the meeting.
O peşin olarak ödünç para aldı.
- He borrowed the money in advance.
Peşin olarak ödemek zorundayız.
- We have to pay in advance.
Yine, köktenci ideolojiler büyük tarihsel ilerlemelere karşı çıkarlar.
- Once more, the fundamentalist ideologies oppose to the great historical advances.
Japon endüstrisi savaştan beri büyük ilerlemeler kaydetti.
- Japanese industry has made great advances since the war.