Projeyi tamamlamak için daha çok zaman ayırmamız gerektiğini söylediğinde Tom'un kesinlikle bir fikri vardı.
- Tom certainly had a point when he said we should allow more time to complete the project.
Proje tamamlamak için 2000 adam-sat gerektiriyor.
- The project will require 2000 man-hours to complete.
Prosedür doğru ve eksiksiz yürütülmelidir.
- The procedure must be executed correctly and completely.
Eksiksiz bir şiir, bir duygunun düşünceyi ve düşüncenin kelimeleri bulduğu yerdir.
- A complete poem is one where an emotion finds the thought and the thought finds the words.
Tamamen işine dalmıştı.
- He was completely absorbed in his work.
Tam cümleler istiyoruz.
- We want complete sentences.
O bütünüyle yanlış değil.
- That's not completely wrong.
Asal sayılar hayata benzerler, onlar tamamıyla mantıklıdır ama bütün zamanınızı bu konuyu düşünerek harcasanız dahi belirli bir kural bulmak imkansızdır.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Biz, beş gün içinde işi tamamlayabilmeliyiz.
- We should be able to complete the work in five days.
Çabucak bu resmi tamamlayalım.
- Let's complete this picture quickly.
Amcam hastalığından tamamıyla kurtuldu.
- My uncle has completely recovered from his illness.
Asal sayılar hayata benzerler, onlar tamamıyla mantıklıdır ama bütün zamanınızı bu konuyu düşünerek harcasanız dahi belirli bir kural bulmak imkansızdır.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Hepsi bununla tamamlandı.
- All is completed with this.
Tamamen unutulduğunu düşünecek.
- He will think he has been completely forgotten.
Yeni okul binasının gelecek yıl bahara bitmiş olması bekleniyor.
- The new school building is expected to be completed by spring next year.
Yeni köprü marta kadar bitmiş olacak.
- The new bridge will have been completed by March.
İş yarım saatten az bir sürede tamamlandı.
- The work was completed in under half an hour.
Binanın iskeleti artık tamamlandı.
- The frame of the building is now complete.
Yeni davranış kurallarını ihlâl etmekten yakalanan gençler seyahat özgürlüğü haklarını kaybedecekler, ve bu hakkı geri almak için parasız toplum işini tamamlamak zorunda kalacaklar.
- Youths who are caught violating the new rules on behaviour will lose their right to free travel, and will have to complete unpaid community work to earn it back.
Onu uzun zaman önce tamamlamalıydın.
- You should have completed it long ago.
Yeni köprü, marta kadar tamamlanmış olacak.
- The new bridge will have been completed by March.
Yeni Tokaido Hattı 1964 yılında tamamlanmıştır.
- The New Tokaido Line was completed in 1964.
He completed the assignment on time.
I feel like a total idiot.
- I feel like a complete idiot.
You people are totally insane.
- You people are completely insane.