Kendimi tamamen ipucusuz hissettim.
- I felt totally clueless.
Polis herhangi bir ipucu bulamadı.
- The police didn't find any clues.
Mary'nin ona ne söylemesi gerektiği hakkında bir ipucu yoktur.
- Mary doesn't have a clue about what she should say to him.
Smith, clue Jones in on what's been happening.