clothes; apparel for wearing

listen to the pronunciation of clothes; apparel for wearing
Английский Язык - Турецкий язык

Определение clothes; apparel for wearing в Английский Язык Турецкий язык словарь

clothing
giyim

Tom'un bir giyim mağazası açma çabaları boşa gitti. - Tom's efforts to open a clothing store went up in smoke.

Bu mağaza erkek giyimi sunmaktadır. - This shop carries men's clothing.

clothing
{i} giysi

Ben çevrimiçi giysi satarım. - I sell clothing online.

Ben genellikle yerel bir mağazada giysi satın alırım. - I usually buy clothing at a local store.

clothing
(Askeri) melbusat
clothing
giysiler

Mary kışkırtıcı giysiler giyiyor. - Mary is wearing provocative clothing.

Yazın pamuklu giysileri giymeyi severim. - I like cotton clothing in the summer.

clothing
üzeri
clothing
giydirerek
clothing
elbiseler

Ben elbiselerimi mahvetmiyorum. - I'm not ruining my clothing.

Onlar kendi elbiselerini berbat etmediler. - They didn't ruin their clothing.

clothing
kıyafet

Bugün elbette sıcak! Yanlış türde kıyafet giydim. - Today sure is hot! I wore the wrong kind of clothing.

Müstehcen kıyafetler giymem. - I don't wear suggestive clothing.

clothing
giyecek

Onlar yiyecek ve giyecek aldılar. - They took food and clothing.

O, yolcuya yiyecek ve giyecek sağladı. - She provided the traveler with food and clothing.

clothing
{f} giydir
clothing
(Askeri) GİYECEK, GİYSİ
clothing
giyecek/kıyafet
clothing
giyim eşyası elbise
clothing
{i} elbise

O, elbisesini mahvediyor. - She's destroying her clothing.

Hava dahada ısındığı için, Tom bir kat elbise daha çıkardı. - Since it was getting even hotter, Tom peeled off another layer of clothing.

clothing
{i} giyim eşyası, giysiler, elbiseler
clothing
{f} giydir: prep.giydirerek
Английский Язык - Английский Язык
clothing
clothes; apparel for wearing
Избранное