Bu kumaş iyi ütülenir.
- This cloth irons well.
O bir yarda kumaş satın aldı.
- She bought a yard of cloth.
Nemli bir bezle pencereyi temizle.
- Clean the window with a damp cloth.
Mayuko tabloyu bir bezle sildi.
- Mayuko wiped a table with a cloth.
Garson masaya beyaz bir örtü serdi.
- The waitress spread a white cloth over the table.
Masaya bir örtü serdi.
- She spread a cloth over the table.