Şu dağa tırmanmak istiyoruz.
- We'd like to climb that mountain.
Mt.Fuji'ye tırmanmak istiyorum.
- I want to climb Mt. Fuji.
Uygun ekipman olmadan kaya tırmanışı tehlikeli.
- Rock climbing without proper equipment is dangerous.
Tom kaya tırmanışı için çok yaşlı olduğuna karar verdi.
- Tom decided he was too old for rock climbing.
Mt.Fuji'ye tırmanmak istiyorum.
- I want to climb Mt. Fuji.
Şu dağa tırmanmak istiyoruz.
- We'd like to climb that mountain.
Tom merdiven çıkmaktan nefret eder.
- Tom hates climbing ladders.
Tom her zaman Fuji Dağı'na çıkmak istemişti fakat şimdiye kadar, bunu yapmak için zaman bulamamıştı.
- Tom had always wanted to climb Mt. Fuji, but until now, had not found the time to do so.
Keskin yokuşu tırmandık.
- We climbed a sharp slope.
Bir ayı ağaca tırmanabilir.
- A bear can climb a tree.
Ben iki kez Mt. Fuji'ye tırmandım.
- I've climbed Mt. Fuji twice.
Altı saatlik tırmanıştan sonra, nihayet dağın zirvesine ulaşmayı başardık.
- After six hours' climbing, we finally succeeded in reaching the top of the mountain.
Dağ tırmanışına gitmek istiyorum.
- I want to go mountain climbing.
Kralın oğlu ona tırmanmak istedi ve kulenin kapısını aradı ama hiçbiri bulunmadı.
- The King's son wanted to climb up to her, and looked for the door of the tower, but none was to be found.
Ağaca tırmanan bazı maymunlar gördüm.
- I saw some monkeys climbing the tree.
Duvardan tırmanarak hapishaneden kaçtı.
- He escaped from prison by climbing over a wall.
O, dağ tırmanıcılığına alışkındır.
- He's accustomed to mountain climbing.
O, dağ tırmanıcılığına alışkındır.
- He's used to mountain climbing.
Tom yüksek ağaca tırmanmaya çalıştı.
- Tom tried climbing the tall tree.
Şu ayakkabılar tırmanma için işe yaramaz.
- Those shoes won't do for climbing.
Çocuklar ağaçlara tırmanmayı severler.
- Children like climbing trees.
John o bir öğrenci iken sıklıkla dağa tırmanmaya giderdi.
- John would often go mountain climbing when he was a student.
Dağcılıkla ilgileniyorum.
- I am interested in mountain climbing.
Hemen her hafta sonu dağcılık yapmaya gideriz.
- We go mountain climbing almost every weekend.
Prices climbed steeply.
Climbing a tree.
Make sure that you keep checking to see that everything remains safe throughout the climb.
Cutter and Bolan climbed around the furniture and piled into the back of the truck.
I guess the room wasn't so bad, except for the climb to get there. The stairs were destined to be a serious health hazard.
There are purists who climb the walls when German Conductor-Organist-Harpsichordist Karl Richter performs Bach. . . . To them, imagination—and Richter has plenty—is the ultimate transgression.
anti-climb paint.
Hill climbing requires considerable skill.
... climb ever higher toward the heavens. ...
... they watch the song climb the chart. ...