Sadece onu açıklamak istedim.
- I just wanted to clarify that.
Onu açıklamak istiyorum.
- I'd like to clarify that.
Öğretmen beklenen cevabın türünü netleştirmek için tahtada bir örnek gösterebilir.
- The teacher can show an example on the blackboard to clarify the type of answer expected.
Ticaret ortakları, ticaret politikasını açıklığa kavuşturmak için Japonya'ya dayanıyor.
- Trading partners are leaning on Japan to clarify its trade policy.
Bu konuyu açıklığa kavuşturmak için yardımınıza minnettarım.
- I appreciate your help in clarifying this.
Boiled and clarified.