Satıcı onun ürününü satmak için bazı abartılı iddialar ortaya attı.
- The salesman made some exaggerated claims in order to sell his product.
Bu iddialar bir bilimsel dayanaktan yoksun.
- These claims lack a scientific foundation.
Goethe iddia etti, yabancı dilleri konuşamayan birisi kendi dilini de bilmez.
- Goethe claimed, one who cannot speak foreign languages does not know one's own language either.
Bir şüphelinin suçlu olduğunu ispatlamak için mahkemedeki savcılar iddialarını kanıtlamak zorundadır.
- Prosecutors in court have to substantiate their claims in order to prove a suspect is guilty.
Bazıları tam vücut tarayıcılarının dördüncü yasa değişikliğini ihlal ettiğini iddia etmektedir.
- Some claim that full-body scanners violate the Fourth Amendment.
Kar payını talep etti.
- He claimed his share of the profits.
Bagajımı talep ettim.
- I claimed my baggage.
Kar payını talep etti.
- He claimed his share of the profits.
Bagajımı nereden talep edeceğim?
- Where do I claim my baggage?
Tom deniz evinin yasa dışı eylemler için kullanıldığını bilmediğini iddia etti.
- Tom claimed that he didn't know his beach house was being used for illegal activities.
Tom zengin bir aileden geldiğini iddia etti.
- Tom claimed that he came from a rich family.
Ürünlerimizin iddia ettiğimiz kadar uzun ömürlü olmadığına dair tüketicilerden çok sayıda şikâyetler gelmektedir.
- There have been a lot of complaints from consumers that our products don't last as long as we claim.
Ben bu iddiayı reddetmek istemiyorum.
- I do not want to reject this claim.
Tom Mary hakkında hiçbir şey bilmediğini iddia ediyor.
- Tom claims he knows nothing about Mary.
John tablo üzerinde hak iddia etti.
- John laid claim to the painting.
The hospital transmitted over six hundred healthcare claims to BCBS yesterday, alone.
... claims to existence, and the role, and so on. ...
... a while, the government claims to be ...