Tom kirli elbiselerini çıkardı ve onları çamaşır makinesine attı.
- Tom stripped off his dirty clothes and threw them into the washing machine.
Tom çamaşır ipi olarak kullanmak için biraz ip aldı.
- Tom bought some rope to use as a clothesline.
Elbiselerinin geriye kalanını çamaşırhaneye koydum.
- I put the rest of your clothes in the laundry.
Mary, kız kardeşinin elbiselerini ödünç almasına izin vermez.
- Mary does not let her sister borrow her clothes.
Çocuğa bu kıyafetleri giydir.
- Put the kid into these clothes.
Vassili'ye güzel kıyafetler giydirdiler ve o ertesi gün Anastasia ile evlendi.
- They dressed Vassili in fine clothes and next day he was married to Anastasia.
But what interested me most was the slender figure of a dainty girl, clad only in a thin bit of muslin which scarce covered her knees--a bit of muslin torn and ragged about the lower hem.