My shoes need polishing.
- Ayakkabılarım cilalanmalı.
May I use the shoe polish?
- Ayakkabı cilasını kullanabilir miyim?
It looks like I'm going to have to varnish my bookshelves again.
- Kitap raflarımı tekrar cilalamak zorunda kalacağım gibi görünüyor.
Mum doesn't let me wear nail varnish.
- Annem tırnak cilası kullanmama izin vermiyor.
After polishing his shoes, Tom brushed his teeth and combed his hair.
- Ayakkabılarını cilaladıktan sonra, Tom dişlerini fırçaladı ve saçını taradı.
My shoes need polishing.
- Ayakkabılarım cilalanmalı.
My father polished his car till it shone.
- Babam parlayıncaya kadar arabasını cilaladı.
I polished Tom's shoes.
- Tom'un ayakkabılarını cilaladım.
Tom shined his shoes.
- Tom ayakkabılarını cilaladı.
Please shine those shoes.
- Lütfen bu ayakkabıları cilala.
If you don't keep the silverware polished, it'll lose its luster.
- Gümüş eşyaları cilalı tutmazsan parlaklığını kaybederler.
I've just finished waxing the floor.
- Az önce zemini cilalamayı bitirdim.
I just waxed the floor.
- Ben sadece zemini cilaladım.
I've just finished waxing the floor.
- Az önce zemini cilalamayı bitirdim.