Tom, Mary'yle sohbet ediyor.
- Tom is chatting with Mary.
Tom'un sohbet ettiği kız bayıldı.
- The girl Tom was chatting with fainted.
Biz akşam yemeğinden sonra şarkı söyledik, dansettik ve sohbet ettik.
- We sang, danced and chatted after dinner.
Tom'un sohbet odalarında gerçek ismini vermeyecek kadar aklı var.
- Tom knows better than to give his real name in chat rooms.
Hadi, sobanın etrafında oturalım ve muhabbet edelim.
- Let's sit around the stove and have a chat.
Tom'la muhabbet etmeye gidelim.
- Let's go have a chat with Tom.
Konuşmaya devam ettik.
- We continued chatting.
Kısa süre içinde konuşmalıyız.
- We need to chat soon.
Akşam yemeğinden sonra yapacağım şey internette sohbet etmektir.
- What I will do after dinner is to chat on the internet.
O benimle sohbet etmektense Tatoeba'daki cümleleri tercüme etmeyi tercih ediyor.
- She would sooner translate sentences on Tatoeba than chat with me.
Konuşmak yerine çalışın!
- Work instead of chatting!
Biliyorsun, geçen gün sokakta onunla karşılaştık, biz konuşmak için durduk.
- You know, I came across him in the street the other day, we stopped to chat.
O benimle sohbet etmektense Tatoeba'daki cümleleri tercüme etmeyi tercih ediyor.
- She would sooner translate sentences on Tatoeba than chat with me.
Biz bir süre sohbet ettik.
- We had a chat for a while.
Do you want to chat online later?.