O, kendini yeterince çekici olarak düşündü.
- He thought of himself as being charming enough.
Joan kız kardeşi kadar çekici.
- Joan is as charming as her sister.
Ne cazibeli bir çift!
- What a charming couple!
Sanırım o, alımlı ve çekici.
- I think she is charming and attractive.
Onların hepsi onun şarkısı tarafından büyülendi.
- They were all charmed by her song.
Onlar sanki müzikten büyülenmiş gibi sessiz oturdular.
- They sat still as if they were charmed by the music.
Erkek cesaretiyle yargılanır, kadın cazibesiyle.
- Man is judged by his courage, woman by her charm.
Büyük bir şehrin cazibesinin bir kısmı onun binalarının mimarisinde görülebilen stillerin çeşitliliğine bağlıdır.
- Part of the charm of a big city lies in the variety of styles that can be seen in the architecture of its buildings.
O büyüleyici bir kadındır.
- She is a charming woman.
Tom büyüleyici ve dayanılmaz.
- Tom is charming and irresistible.
Senin eksantrikliğin seni ya sevimli ya da sıkıcı yapabilir.
- Your eccentricities can make you either charming or tedious.
Çocukların çok sevimli!
- Your children are so charming!
Onun sıcak kişiliği güzelliğine çekicilik katıyor.
- Her warm personality adds charm to her beauty.
Tom'un çekici olduğunu düşünüyorum.
- I think Tom is charming.
Ne çekici bir kızsın!
- What a charming girl you are!
Jane şişman ve kaba ve çok sigara içiyor. Fakat, Ken onun güzel ve çekici olduğunu düşünüyor. Aşkın gözü kördür demelerinin nedeni bu.
- Jane is fat and rude, and smokes too much. However, Ken thinks she's lovely and charming. That's why they say love is blind.
O büyüleyici bir kadındır.
- She is a charming woman.
Onlar sanki müzikten büyülenmiş gibi sessiz oturdular.
- They sat still as if they were charmed by the music.
Tom büyüleyici ve dayanılmaz.
- Tom is charming and irresistible.
Komşumuz kendini büyüleyici bir at satın aldı.
- Our neighbour bought himself a charming horse.
Sanırım o, alımlı ve çekici.
- I think she is charming and attractive.
Bir tür iyi şans tılsımın var mı?
- Are you some kind of good luck charm?
Tom iyi bir şans tılsımı olarak bir kartal tüyünü saklıyor.
- Tom keeps an eagle feather as a good-luck charm.
She wears a charm bracelet on her wrist.
The laughter rose like the charm of starlings.
She tried to win him over with her charms.
After winning three games while wearing the chain, Dan began to think it had been charmed.
He charmed her with his dashing tales of his days as a sailor.