Eski kıyafetlerini daha modaya uygun hale getirmek için değiştirdi.
- She altered her old clothes to make them look more fashionable.
Ben her zaman modaya uygun kıyafetler giymeye çalışırım.
- I always try to wear fashionable clothes.
Mağazamız, geniş bir skalada modaya uygun elbise satmaktadır.
- Our store sells a wide range of fashionable clothes.
O her zaman moda kıyafetler giyer.
- She always wears fashionable clothes.
Tom her zaman şık kıyafetler giyer.
- Tom always wears fashionable clothes.