I'll answer for this man's honesty.
- Ben bu adamın dürüstlüğü için cevap vereceğim.
I answer for her honesty.
- Onun dürüstlüğü için cevap veriyorum.
Tom didn't know how to reply.
- Tom nasıl cevap vereceğini bilmiyordu.
I can't reply your message immediately, for I can't type fast.
- Hızlı yazamadığım için mesajına hemen cevap veremiyorum.
My prayer was answered.
- Benim duama cevap verildi.
I'm Japanese, the boy answered.
- Çocuk cevap verdi: Ben Japonum.
Larry Ewing doesn't answer me.
- Larry Ewing bana cevap vermiyor.
The quality of higher education must answer to the highest international standards.
- Daha yüksek eğitim kalitesi, en yüksek uluslararası standartlara cevap vermelidir.