Please write me a reply soon.
- Lütfen bana kısa sürede bir cevap yaz.
I have received no reply from you yet.
- Sizden henüz bir cevap almadım.
You must answer the question.
- Bu soruyu cevaplamalısın.
Larry Ewing doesn't answer me.
- Larry Ewing bana cevap vermiyor.
He wrote her a friendly response.
- Ona arkadaşça bir cevap yazdı.
He wrote him a friendly response.
- Ona arkadaşça bir cevap yazdı.
You don't have to answer quickly.
- Çabucak cevap vermek zorunda değilsin.
Tom asked a few questions that Mary didn't want to answer.
- Tom Mary'nin cevap vermek istemediği birkaç soru sordu.
Do you not want to respond?
- Cevap vermek istemiyor musun?
The president was nice enough to respond to my letter.
- Başkan benim mektubuma cevap vermek için yeterince kibardı.
Sorry, I still don't know enough to reply in Esperanto.
- Üzgünüm, Esperanto cevap vermek için hâlâ yeterince bilmiyorum.
Being too nervous to reply, he stared at the floor.
- O, cevap vermek için çok fazla sinirli olduğu için yere baktı.
You don't have to reply today.
- Bugün cevap vermek zorunda değilsin.
You ought to answer for what you have done.
- Yaptıkların için cevap vermelisin.
I answer for her honesty.
- Onun dürüstlüğü için cevap veriyorum.
She didn't reply to my letter.
- O, mektubuma cevap vermedi.
He didn't reply to my letter.
- O, mektubuma cevap vermedi.
I called his office again and again, but no one answered.
- Onun bürosunu tekrar tekrar aradım fakat kimse cevap vermedi.
Ask only questions that can be answered with yes or no.
- Sadece evet ya da hayır ile cevap verilebilen sorular sorun.
Larry Ewing doesn't answer me.
- Larry Ewing bana cevap vermiyor.
I'm Japanese, the boy answered.
- Çocuk cevap verdi: Ben Japonum.
Don't quibble about the details.
- Detaylar hakkında kaçamaklı cevap verme.
Tom answered in the affirmative.
- Tom olumlu cevap verdi.
Tom replied in the negative.
- Tom olumsuz cevap verdi.
Öğrenci 256'nın karekökü on altıdır diye yanıtladı.
- Talebe 256'nın karekökü on altıdır diye cevapladı.