certain; firm; confident; inevitable; reliable; steady

listen to the pronunciation of certain; firm; confident; inevitable; reliable; steady
Английский Язык - Турецкий язык

Определение certain; firm; confident; inevitable; reliable; steady в Английский Язык Турецкий язык словарь

sure
elbette

Tom elbette tenis oynayabilir. - Tom sure can play tennis.

Buradan çıktığıma elbette memnun olacağım. - I'll sure be glad to get out of here.

sure
soruşturmak
sure
kuşkusuz
sure
bayağı

Tom bugünkü sınavı geçeceğinden bayağı emin. - Tom is pretty sure that he'll pass today's exam.

sure
muhakkak

Muhakkak birine söyledin. - Surely you told somebody.

Şurası muhakkak ki, günümüz toplumunda tüketimin insan hayatında önemli bir yere haiz olduğunu ve refah seviyesini ve mutluluğunu yakından alâkadar etmesinin tabii olduğunu söyleyebiliriz. - Surely, in the present-day society, we might as well consider it natural that consumption plays an important role in the life of man and is closely related to his well-being and happiness.

sure
sağlam

Beni kimsenin izlemediğini sağlama bağladım. - I made sure no one was following me.

Ben sadece sağlama bağlıyorum. - I'm just making sure.

sure
mutlak

Makbuzu mutlaka saklayın. - Make sure you save the receipt.

Saat üçte mutlaka gel. - Be sure to come at 3.

sure
kesinlikle

Beşimizin arasında, en fazla dil konuşabilen kişi kesinlikle odur. - Among the five of us, he's surely the one who can speak the most languages.

Hava bu gece kesinlikle iyi olacak. - The weather will be good tonight for sure.

sure
şüphesiz

Şüphesiz onlara yardım etmek istiyoruz. - We'd sure like to help them.

Şüphesiz havalar düzelecektir. - Surely the weather will become fine.

sure
güvenilir

Tom'un güvenilir olduğundan oldukça eminim. - I'm pretty sure Tom's reliable.

Şüphesiz o iyi bir adam ama güvenilir değil. - He is a good fellow, to be sure, but he isn't reliable.

sure
(İnşaat) emin, kati, keskin
sure
metin
sure
sahiden
sure
be sure dikkat etmek
sure
sıkı bağlayan
sure
{s} kesin, muhakkak: It's
sure
kati

Keşke bunu kati olarak söyleyebilsem. - I wish I could say for sure.

sure
sabit
sure
müspet
Английский Язык - Английский Язык
{s} sure
certain; firm; confident; inevitable; reliable; steady

    Расстановка переносов

    certain; firm; confident; inevitable; reliable; stea·dy

    Произношение

Избранное