O, kesinlikle cesaretsiz değildir.
- He is certainly not without courage.
Kesinlikle,kart oynamayı severim.
- Certainly, I like playing cards.
Bu kitap belirli bir değere sahiptir.
- This book has a certain value.
O belirli bir gangster tarafından tehdit edilmektedir.
- He is threatened by a certain gangster.
Ona belli bir genç doktor tarafından bakıldı.
- He was taken care of by a certain young doctor.
Belli bir noktadan sonra her şey biraz daha zor oldu.
- After a certain point, everything became a little more difficult.
Tom kesinlikle bugün geleceğini herhangi birinin bilmesine izin vermedi.
- Tom certainly didn't let anyone know that he was arriving today.
Herhangi bir şey hakkında emin değilim.
- I'm not certain about anything.
Tom kesinlikle kendinden emin görünüyor.
- Tom certainly looks confident.
Tom, Mary'nin onun büyükbabasının altın saatini çaldığından oldukça emindi.
- Tom was reasonably certain that Mary had stolen his grandfather's gold watch.
Tom'un nereye gitmesi gerektiğini bildiğinden emin olmak zorundayım.
- I have to make certain Tom knows where he needs to go.
Tom'un onu yapmayacağından emin olmak bizim işimiz.
- It's our job to make certain Tom doesn't do that.
O, oyunu mutlaka kazanacak.
- He is certain to win the game.
İstasyonda güvenilir bir beyefendiyle karşılaştım.
- I met a certain gentleman at the station.
Niyetlerinizin güvenilir olduğuna eminim.
- I'm certain that your intentions are honorable.
Bu maçı kimin kazanacağı hala belli değil.
- It's still not certain who's going to win this match.
Sami, Leyla'nın ölümü için kimin sorumlu olduğunu bildiğinden emindi.
- Sami was certain he knew who was responsible for Layla's death.
O, kesinlikle cesaretsiz değildir.
- He is certainly not without courage.
Sadece üç saat uyuduysan, kesinlikle sınavda iyi yapmayacaksın.
- If you’ve only slept for three hours, you certainly won’t do well in the exam.
Tom'un kesinlikle bazı oldukça eski-moda fikirleri var.
- Tom certainly has some pretty old-fashioned ideas.
Bazı çevreler aynı şeyi ısrarla söyleyip duruyorlar.
- Certain circles keep saying the same thing insistently.
Muayyen dillere çevirisi anlamsız olan cümleler vardır ve bu yüzden, sakınılması gerekir.
- There are sentences whose translation into certain languages is senseless and, therefore, should be avoided.
Certain people are good at playing (contract) bridge.
It's certainly feasible.
- It is certainly feasible.
I certainly didn't plan doing on that.
- I certainly didn't plan to do that.
... reasonably certain that if you think you have a TPM, you do have a TPM, and that it faithfully ...
... why I made certain decisions, that instead of regretting ...