Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

cemâatler

listen to the pronunciation of cemâatler
Турецкий язык - Турецкий язык
(Osmanlı Dönemi) A'NÂ
(Osmanlı Dönemi) HUDUD
CEMAAT
Bir imama uyup namaz kılan kişiler. İnsan kalabalığı, topluluk: "Sonra, dağılmayan, etrafını saran cemaate dönüyor."- T. Buğra
CEMAAT
(Osmanlı Dönemi) Aralarındaki münasebetleri din, örf ve âdetlere göre tanzim eden, akrabalık, komşuluk, hemşehrilik gibi rabıtalarla birbirine bağlı insan topluluğu CEMAAT-İ ÇİLİNGİRÂN-I HÂS Tar: Saraydaki çilingirlik işlerini yapmakla muvazzaf sanatkârlar zümresi
CEMAAT
Bir dinden veya bir soydan olanların topluluğu: "Önde Rum patriği, arkada bütün cemaatlerin patrikleri, hepsi sırma esvaplı ve altın taçlı, sopalarını taşa vurarak mezarın etrafını tavaf ettiler."- F. R. Atay
CEMAAT
(Osmanlı Dönemi) Topluluk. Bir yere toplanmış insanlar. Takım, bölük
CEMAAT
(Osmanlı Dönemi) Fık: Bir imama uyup namaz kılan müslümanların heyeti. Bir mezhebe tâbi bir heyet teşkil eden ahali
Cemaat
(Osmanlı Dönemi) İDDET
Cemaat
(Osmanlı Dönemi) ÂLEM
Cemaat
(Osmanlı Dönemi) HİZB
Cemaat
algu
Cemaat
(Osmanlı Dönemi) NEAME
Cemaat
(Osmanlı Dönemi) FUSTAT
Cemaat
(Osmanlı Dönemi) ZEMZEME
Cemaat
(Osmanlı Dönemi) FÜSAT
Cemaat
(Osmanlı Dönemi) BERİM
Cemaat
(Osmanlı Dönemi) DABR
Cemaat
(Osmanlı Dönemi) DEYLEM
cemaat
(Osmanlı Dönemi) topluluk
cemaat
İnsan kalabalığı, topluluk
cemaat
Bir dinden veya bir soydan olanların topluluğu
cemaat
Bir imama uyup namaz kılan kişiler
cemaat
insan kalabalığı
Турецкий язык - Английский Язык

Определение cemâatler в Турецкий язык Английский Язык словарь

cemaat
{i} congregation

Sami was a member of the congregation. - Sami dinsel bir cemaat üyesiydi.

We have a congregation with terrific people. - Müthiş insanları olan bir cemaatimiz var.

cemaat
community

Tom grew up in the New York Jewish community. - Tom New York Yahudi cemaatinde büyüdü.

Sami was a pillar in the community. - Sami cemaatte önemli bir kişiydi.

cemaat
crowd
cemaat
fellowship
cemaat
ecclesia
cemaat
communion
cemaat
posse
cemaat
boodle
cemaat
caboodle
cemaat
sect
cemaat
troop
cemaat
flock
cemaat
parish
cemaat
congregation, community
cemaat
fold
cemaat
congregation; assembly
cemaat
{i} church
cemaat
meeting