Tom küçük bir sersemlik hissetti.
- Tom felt a little dizzy.
Tom'un birçok baş döndürücü büyüleri vardır.
- Tom has a lot of dizzy spells.
Hâlâ baş döndürücü değil misin?
- Aren't you still dizzy?
Tom sersemlemiş görünüyordu.
- Tom seemed to be dizzy.
Çok sersemlemiş hissetmeye başlıyorum.
- I'm starting to feel very dizzy.
Biraz şaşkın hissettim.
- I felt a little dizzy.
Tom bana biraz şaşkın hissettiğini söyledi.
- Tom told me he was feeling dizzy.