Bu konuda karışık duygularım var.
- I have mixed feelings about this.
Ona karşı duygularımız karışık.
- Our feelings towards him are mixed.
Sovyetler Birliği ve Batılı Müttefikler arasındaki ilişkiler karmaşıktı.
- Relations between the Soviet Union and the western Allies were mixed.
Bir kez daha karmaşık metaforlar kullanarak bir şarkı yazdı.
- Once again he wrote a song using mixed metaphors.
Ben onların entegre devrelerini programlamıyorum.
- I do not program their integrated circuits.
Fotolitografi entegre devreler yapmak için kullanılır.
- Photolithography is used to make integrated circuits.