Kaza onun şöhretine zarar verdi.
- That incident harmed his reputation.
Maddelerin bazıları, özellikle eğer hamile iseniz, zararlıdır.
- Some of the ingredients are harmful, especially if you are pregnant.
Tom'un niyeti zarar vermek değildi.
- Tom didn't mean any harm.
Çevreye daha az zarar vermek istiyoruz.
- We want to harm the environment less.
Kimse sana kötülük etmeyecek.
- No one's going to harm you.
Hiç kimse sana kötülük etmeyecek.
- No one will harm you.