Larry is finally caught up on his work.
Tom Mary'ye yetişmek için deli gibi koştu.
- Tom ran like crazy to catch up with Mary.
Ona yetişmek için adımlarımı hızlandırdım.
- I quickened my steps to catch up with her.
Tabii ki yakalamak istiyorum!
- Of course I want to catch up!
Tom'u yakalamaya çalışmalıyım.
- I should try to catch up with Tom.
Onu yakalamak için mümkün olduğu kadar hızlı koştum.
- I ran as fast as possible to catch up with her.
Kayıp zamanı yakalamak zorundayız.
- I have to catch up the lost time.
O yakında Tom'a yetişecek.
- He'll soon catch up with Tom.
Daha sonra size yetişirim.
- I'll catch up with you later.
... Now the rest of the world has caught up -- or is catching up. ...