Tom Mary'ye yetişmek için deli gibi koştu.
- Tom ran like crazy to catch up with Mary.
O, diğer üyelere yetişmek için çok hızlı koştu.
- She ran very fast to catch up with the other members.
Tom'u yakalamaya çalışmalıyım.
- I should try to catch up with Tom.
Daha sonra yakalayacağız.
- We'll catch up later.
Tabii ki yakalamak istiyorum!
- Of course I want to catch up!
Kayıp zamanı yakalamak zorundayız.
- I have to catch up the lost time.
Ona yetişmek için adımlarımı hızlandırdım.
- I quickened my steps to catch up with her.
Tom'a yetişmek için koşmak zorunda kaldım.
- I had to run to catch up with Tom.