Küçük çocuklar taşınmaktan hoşlanırlar.
- Small children like to be carried.
Ona karşı güçlü itirazlara rağmen onlar plana devam ettiler.
- They carried on with the plan in spite of strong objections to it.
Ama onsuz devam ettik.
- But we carried on without him.
Tom'un bavulunu onun için taşımak zorunda kaldım.
- I had to carry Tom's suitcase for him.
Ben üç kitap taşıdım.
- I carried three books.
İnsanlar o zaman kendi ağırlığı taşıdı.
- People carried their own weight then.