Mary şefkatli bir eş ve annedir.
- Mary is a caring wife and mother.
Dan çok şefkatli bir babaydı.
- Dan was a very caring father.
she was caring.
Fil çocukları için çok şefkatli bir anne.
- The elephant is a very caring mother for its children.
Rose sevgi dolu ve şefkatli bir bayan.
- Rose is a loving and caring lady.
Kocam sevecen ve sempatik.
- My husband is loving and caring.
Hiç kimse bu hastayı umursamıyor.
- No one is caring for this patient.
Tom'un uzun zaman önce düşündüğünü umursamayı bıraktım.
- I stopped caring about what Tom thinks a long time ago.
Arkadaş seçerken dikkatli olmalısın.
- You should be careful in choosing friends.
Eğer dikkatli olmazsan ,kayabilir ve buzlu basamakların üstüne düşebilirsin.
- If you're not careful, you might slip and fall on the icy steps.
Her zaman çocuklarına özen gösterir.
- She always takes care of her children.
Kış havasında araba kullanırken önemli ölçüde özen, tavsiye olunur.
- Considerable care is advised when driving in winter weather.
Bakım onu çabuk yaşlandırdı.
- Care aged him quickly.
Bebeğin bakımı benim görevim.
- Taking care of the baby is my job.
Onu itinayla ambulansa kaldırdılar.
- They lifted him carefully into the ambulance.
Biri Tom'la ilgilenmek zorunda.
- Someone has to take care of Tom.
Bununla tek başına ilgilenmek zorunda kalacaksın.
- You're going to have to take care of this by yourself.
Genç kız kaygısızca kahkaha attı.
- The young girl laughed carelessly.
Birkaç kişi kaygısız.
- Few people are free from cares.
O, babasının ölümünden sonra işle ilgilendi.
- He took care of the business after his father's death.
Bebekle kim ilgilenecek?
- Who will take care of the baby?
Tom gerçekten ilgilenmiş olsa bile Mary'nin geçmişiyle ilgilenmediğini söyledi.
- Tom said he didn't care about Mary's past even though he really did.
Birisi hastayla ilgilenmeli.
- Somebody must care for the patient.
Hepimiz ulusal mirasımızı korumak için özen göstermeliyiz.
- We must all take care to preserve our national heritage.
Yaşlıları korumak için üzerimize düşeni yapmak amacıyla, bakım çalışmalarımız sırasında müşterilerimizi eğitmeye ve onlara göz kulak olmaya çalışıyoruz.
- To do our part to protect the elderly, we work to educate and watch out for our clients during our caregiving activities.
Endişeler ve üzüntüler onun aklında yaygındılar.
- Cares and worries were pervasive in her mind.
Beni gerçekten sevip sevmediğini merak ediyorum.
- I wonder if you have ever really cared for me.
Tom ve benim kendimize bakabilip bakamayacağımızı merak ediyorum.
- I wonder if Tom and I can take care of ourselves.
Tom hakkında endişelenme. O kendine bakabilir.
- Don't worry about Tom. He can take care of himself.
O, hasta annesi için endişe ediyor.
- She cares for her sick mother.
O iç tasarımda kariyerine devam etmektedir.
- She is pursuing her career in interior design.
Onlar sağlık hizmetleri için bir yasa tasarısı hazırladılar.
- They've written a bill for health care.
She's a very caring person; she always has a kind word for everyone.
Young children can learn to care for a pet.
Would you care to dance?.
Care should be taken when holding babies.
I don't care what you think.
dental care.
in care.
Than Feraunte his cosyn had grete care and cryed full lowde .
I don't have a care in the world.
... To show up in support, nurturing, caring. ...